BİR ADET FREUDIAN PSİKANALİZ LÜTFEN
Diğer tedavi metodlarına kıyasla daha çok hastalara hizmet sunması yönüyle etkili bir tedavi olarak günden güne kendisine taraftar toplayan bir tedavi yöntemiyle tanıştırmak istiyorum sizleri. Ama öncesinde bir ipucu verecek olsam ve Freud desem? Psikanalizden bahsediyorum şüphesiz. Nevrozların hafif şekilleri, isteriler, fobiler ve saplantı nevrozları, cinsel tutukluk ve sapkınlıklar gibi vakaları hatırı sayılır düzeyde iyileştirdiği gerçeği kaçınılmazdır. Psikanalizin terapötik etkisi bilinçsiz ruhsal eylemlerin yerine bilinçli eylemlerin geçirilmesine dayanmaktadır. Aynı zamanda arzular, güdüler, düşler, hayaller, erken gelişme ve duygusal çarpıklık açısından kişiliği inceleyebilme imkanı sunan bilimsel bir gözlem ve inceleme yöntemidir. Freud’un yapısal kuramının 3 bileşeninden biri tümden bilinçdışıdır ve bilinçdışı süreçlerdeki kuralsızlıklar geçerli olduğu idtir. Psikanaliz bireyin id gerilimlerini inceleyerek rahatlamalarını sağlayan caddeler açarak onları olabildiğince bilincin kontrolü altına sokmaya çalışır. Tam bir psikanaliz her zaman uzun bir süreçtir. Sürecin tamamlanması, haftada üçle altı kez birer saatlik seanslar halinde en az bir yıl sürmektedir. Bilinçsizliği bilinçli kılmak ve İd’te erken çocukluk döneminden itibaren doyurulamamış gerilimleri gözlemek adına hasta genelde bir divanda oturur. Analist ise hastanın kendisini göremeyeceği bir yere oturur. Kullanılan bu yönteme “serbest çağrışım” yöntemi denir. Bununla kastedilen bilinçli olarak bizi utanç, vicdan, din vs. gibi sansürleyen güçlerin etkisinden sıyrılarak değiştirilmemiş ve gizlenmemiş düşüncelerdir. Psikanalizin nevrozlar öğretisine göre hasta bu öğretinin üç ana direğinden birinde yer alır. Tam da şu an zihninizden üç ana direğin ne olduğu sorusu geçiyorsa sizi meraklandırmadan cevaplayayım.
1.Geriye İtim:
Diğer bir adıyla bilindışı itim olarak da bilinen geriye itim gerçekleştirilmesi uygun bulunmayan içgüdüsel isteklerin ya da bunların belli düşünce ya da kılığa bürünmüş temsilcilerinin bilinçten itip uzaklaştıran ve daha sonra bilinçteki varlığını önleyen bir savunma mekanizmasıdır. Ancak bu istekler kolay kolay güçlerini yitirmezler. Dolambaçlı yollarla ruhsal yaşamda hayat bulmanın derdindedirler.
2. Cinsel İçgüdülerin Önemi:
Esasında cinsel içgüdülere dair çocuğun çözümlemek zorunda kaldığı ilk çatışma anne- babasıyla ilişkisinin ortaya çıkardığı durum yani Odipus kompleksidir. Freud’un psikanalitik teorisinde geçen bu kavram, karşı cinsteki ebeveyni sahiplenme ve kendi cinsinden ebeveyni yok etme konusunda çocuğun beslediği duygu, düşünce, dürtü bütünü anlamına gelmektedir. Freud’a göre her çocuğun ilk aşkı karşı cinsteki ebeveynidir. Eğer gelişim dönemlerinin 3-5 yaş aralığını kapsayan bu fallik dönemde Odipus kompleksi sağlıklı bir şekilde atlatılamazsa nevroza yol açabilir.
3. Aktarım
Nevroza sahip hastanın kendisini tedavi eden analistle aralarında kurduğu, gerçekte bir nedenle açıklanamayıp kaynağını ebeveyn ilişkisinden alan sevecen olduğu gibi düşmanca bir nitelik de taşıyabilen duygusal ilişkilerdir. Aktarım aslında bir yetişkinin zamanında var olan çocuksal bağımlılığını yenemeyeceğinin kanıtıdır.
Biraz da bu tedavi yönteminde kullanılan teorinin keşifçisini yakından tanıyalım mı? Yazımın başından beri sıkça anıyorum ismini aslında. Sigmund Freud. Adeta o ana kadar bir köşeye sıkışıp kalan heyecan yükünün boşalımını sağlayan bu yöntemin iyileştirici etkisini gözlemlemişti. Freud istenmeden kendini açığa vuran, çoğu zaman rahatsızlık verici gözüyle bakılıp bir an önce baştan savma yolunun arandığı düşüncelerin psikanaliz sürecinde önemli bulgular olduğuna dikkat çeker. Bu yüzden Freud bu süreçte hastalarından kendilerini hiç sıkmadan daldan dala sıçrarcasına içlerinden geçenleri açığa vurmalarını ister.
İşte bu hafif vakalarda tedavi süresini enikonu kısaltan ve ileride yeniden yaşanmasına karşı koruma bakımından oldukça başarılı bu yöntemi var eden Sigmund Freud’un bir sözüyle noktalamak isterim yazımı.
Güç ve güveni hep dışımda aradım. Ama bunlar insanın içinden gelir. Ve her zaman oradadırlar.
Yararlanılan Kaynaklar
Freud, S. (1975).Psikanaliz ve Beş Konferans. K. Şipal (Çev.).
Berne,E.(1988).Herkes İçin Psikiyatri ve Psikanaliz Rehberi. E. Kapkın (Çev.)
Sıla Salantur- Ege Üniversitesi