Her bir vatandaşımızın ölümünün yanı sıra, 60'dan fazla vatan evladı öğretmenin vefatına ayrı bir üzüldük eğitim camiası olarak... Çoğu iki ay önce atanmış, tazecik, gencecik, pırıl pırıl, geleceğe umutla bakan arkadaşlarımızdı...
Kimisi bu satırları okuyanın sınıf arkadaşıydı, kimisiyle aynı okulu paylaşmıştık kimisiyle de meslektaştık.
Bazıları yıllardır atanmayı bekliyorlar ve büyük umutlarla yol alıyorlardı Van'a doğru... Şimdilerdeyse ötelere göçtüler, cenazeleri çeşitli illerde defnediliyor. Depremin değil çürük yapılaşmanın öldürdüğünü, onlar kaybederken tekrar anladık. Ve ölümden söz edince, yaşamanın tadı kaçıyor. Hazlar ekşiyor, zevkler acılaşıyor.
Enkaz altından çıkan arkadaşlarımıza çok çok geçmiş olsun. Kolay değildir enkazdan çıkmak, yaşayan bilir ancak... Her yer sallanır gibi gelir, aylarca beton yapılara giremezsiniz. Başınız döner, sinirleriniz gergindir. Umarız ki en kısa zamanda normal yaşamlarına dönebilirler...
Vefat eden sevgili arkadaşlarımızın hepsine Allah'tan rahmet diliyor, yakınlarına, öğretmen ve öğretmen adayı arkadaşlarımıza, özellikle de ailelerine can sağlığı diliyoruz.
Aşağıda Kadir AKEL isimli yazar tarafından kaleme alınmış duygulu bir metin var. Buyrun, paylaşmak birlik getirir.
----------------------------------------------------------------------------------------------
Dün gece rüyamda gördüm seni. Diyordun ki sen; selam söyle çocuklarıma. Selam söyle umut ediğim ve umutla beklediğim geleceğe. Selam söyle beni gözyaşlarıyla bekleyen anama babama. Ben artık yokum diyordun. Gittim gelemem diyordun. Bırakmak istemezdim sizleri, ama demir alma vakti geldiyse zamandan diyordun. Yarım kaldı diyordun. Soruyorum nedir yarım kalan diye. Sen anlatıyordun. Sen ağlatıyordun.
Bir sevdiğim vardı. Gözlerine bakamadığım, bakmaya kıyamadığım bir yârim. Evlenecektik. Para biriktiriyorduk. Salon takımı alacak kadar birikimimiz olmuştu. Biraz daha zamana ihtiyacı vardı beyaz eşyanın. Nasip olursa nisan gibi düğünü yaparız diye düşünmüştük. Ama bu günlere gelmek kolay olmamıştı bizim için.
Biz sevmiştik en safçasına. En temizcesine. Kavgalarımız yürekten olmuştu. Buzları biz yüreğimizle eritmiştik. Her koptu dediğimizde daha sıkı bağlanmıştık. Ölümü düşünmeden sonsuzluk hayalleri kurmuştuk.
Dün gibi hatırlıyorum… Üniversite yıllarında ekmek bulamayıp ta aç yattığımı. Babamın cep harçlığını paylaştığımı. Çoğu zaman öğle yemeğini yiyecek paramın olmadığını. Bu günlere gelmek gerçekten kolay olmamıştı. Babam “sen atanınca kurban keseceğim kızım” demişti. Atanmıştım, annemin kolundaki tek bileğizi satıp kurban almıştık. Komşu, arkadaş o gün benle bayram etmişti.
Tayinim çıkmıştı ülkemin uzak bir can toprağına. Annem derinden bir sızı ile sızlanıyordu. Ama mutluydu yine de. Kızı öğretmen olmuş. Kızı Anadolu topraklarının tozlarına karışacaktı. Annem, herkese öğretmen olan kızını anlatıyordu.
Hiç tereddüt etmeden binmiştim otobüse. Arkama baktığımda babamın annemin kardeşimin el sallayışı hala gözümün önünde. Gidiyordum, ayrılıyordum ama gülüyordum. Babamı, annemi son görüşümmüş meğer. Son bir bakış kalmış annelik ve babalık hakkı. Asıl kurban benmişim, asıl yolcu benmişim.
Bir öğle vakti bir sarsıntı duydum. Yer gök inliyordu sanki. Kafeteryanın duvarları dökülüverdi. Aysun karşımda öylece baka kaldı. Hayat orada durdu. Fiş çekildi. Ses kesildi. Yani film bitti.
Benim başrollerini oynadığım sinema filmi yarım kaldı.
Biliyorum ki bu film bitmez. Yeni bir oyuncu alır sahneyi. Yeni bir öğretmen daha düşer bu tozlu yollara. Ter bırakır, can bırakır ama Canını yolda bırakmaz.
Benim gibi gelenler, benim gibi ölenler bu topraklara boşa gelmedi. Biz öğrencimizle dost olmadık, biz öğrencimizle can olduk .
Rüya bitti.
Yolun açık olsun Esra, yolun açık olsun Tuğba, Muhammed, Ebru, Ayhan,Halime Mustafa…
Sizi unutsalar da asla unutmayacağız. Yarım kalan hikayeniz, öksüz kalan çocuklarınız, bıraktığınız hayalleriniz, yeni bedenlerde can olacak.
Ruhunuz şad olsun.
YAZAR: KADİR AKEL
www.facebook.com/dergipdr