DİL ve KONUŞMA TERAPİSTLİĞİ
UZMANLIK ALANI
Dil üzerine yıllardır hatta yüzyıllardır tanımlar ve ilgili teoremler geliştirilmektedir. Peki bizler ilköğretim sıralarında öğrendiğimiz dil tanımına bakarsak; insanların kültür aktarımını sağladığı en basit araç olarak tanımlayabiliriz. Dil üzerine yine birçok sosyal bilimci çalışma yapmışlardır. Bandura, Piaget, Noam Chomsky* bu kuramcılardan en bilindikleridir. Nasıl aracı satın alırız ve bazı problemleri için ustaya ihtiyaç duyarız aynı şekilde her geliştirilen unsurun da yavaş yavaş dağıldığı ve bozulduğunu görebilmekteyiz. Dil gelişimi üzerine çalışma yapan sosyal bilimcilerin yanı sıra fen bilimlerinde ise dil ve dilin getirdiği bozukluklar üzerine yoğunlaşılmıştır. Bildiğimiz kadarıyla Wernicke ve Broka alanlı sorunlar bozuklukların çoğunu oluşturduğunu düşünsekte aslında daha birçok problemin var olduğunu yapılan çalışmalarla görebilmekteyiz. Bu problemin aslında daha önceleri Odyoloji alanıyla ilişkilendirilmesi sebebiyle bu alanın meslek grubu da Odyolog'lar sayılabiliyorlardı. Ülkemizde özellikle son yıllarda Dil ve Konuşma bozukluklarının tedavisi için uzmanlar üniversitelerin Dil ve Konuşma Terapistliği bölümünden mezun kişilerdir.
Dil ve Konuşma Terapistliği Bölümü Hangi Okullarda Yer Alıyor?
Dil ve Konuşma Terapistliği bölümü ülkemizde 1989 yılıyla birlikte Hacettepe Üniversitesi Yüksek Lisans ve Doktora alanında bölüm olarak uzmanlar yetiştirmeye başlamıştır. Daha sonra 200'de yüksek lisans 2004'te doktora düzeyi olmak üzere Anadolu Üniversitesi uzmanlar yetiştirmeye başlamıştır. Ülkemizde 2012'ye kadar lisans düzeyinde eğitim veren bir üniversite bulunmamaktaydı. 2012'de ilk kez Anadolu Üniversitesi lisans düzeyinde eğitime başlamıştır. Daha sonra 2014'te Hacettepe Üniversitesi lisans düzeyinde öğrenciler kabul etmeye başlamıştır. Türkiye'de devlet üniversitesi olarak sadece bu üniversitelerde dil ve konuşma terapistliği lisans eğitimi verilmektedir. Bunun haricinde vakıf üniversiteleri olarak Biruni, Medipol ve Üsküdar Üniversitesi lisans düzeyinde öğrencilerini kabul etmektedir. Ayrıca sayısal ağırlıklı olan bu bölüm MF-3 puan türünden öğrencileri kabul etmektedir.
Dil ve Konuşma Terapistliği Uzmanları Hangi Dersleri Görmektedir?
Bireylerin özellikle ders ağırlığı klinik alan olmakla birlikte ilk yıllarda giriş dersleri yoğunluktadır. Ancak daha sonraları klinik alanlarında ve farklı disiplinlerdeki uzmanlık alanlarını da görmektedirler. DKT, Türkiye'de yeni bir bölüm olması sebebiyle ders kitapları, araştırmalar, materyaller ve diğer etkinlik kitapçıkları dahil birçok unsur İngilizce'dir. Bireylere DKT Lisans eğitimi öncesinde hazırlık eğitimi verilmesi önerilmektedir. Bunun dışında bireylerin lisans düzeyinde aldıkları dersler ise, İnsan Anatomisi,İnsan Fizyolojisi,İşitme Dilbilimi, Fonetik,Çocuk Sağlığı Nörolojisi,Konuşma Bilimi,Kognitif Nörobilim,Odyoloji,Klinik Dilbilim,Klinik Fonoloji,Dil Bozuklukları, Akıcılık Bozuklukları, Artikülasyon Bozuklukları, Ses Bozuklukları gibi derslerin haricinde Uygulamalı klinik programları gibi dersler, stajlar görmektedirler. Bunların haricinde bitirme tezi olan bir bölümdür.
Dil ve Konuşma Terapistleri Ne İş Yapar?
Dil ve Konuşma Terapistleri lisans eğitimlerinde Biyomedikal(anatomi,fizyoloji, psikiyatri,odyoloji,fizik tedavi ve rehabilitasyon, KBB...), Klinik Dilbilim ( fonetik, akustik, nörodilbilim...), psikoloji, özel eğitim ve daha birçok disiplin alanında dersler ve uygulamalarını almaktadırlar. Yani neredeyse tıp alanına yakın diyebileceğimiz dersler görmektedirler. Dil ve Konuşma Terapistleri bu disiplinler arası dersleri alması sebebiyle "Sağlık Meslek Mensubu" unvanını kullanabilmektedirler. Terapistler; bireylerin damak, artikülasyon, fonetik, kekemelik, wernicke, broka alanlarındaki sorunlar dahil birçok konuşma bozukluğunda bireylere yardımcı olmaktadır. Gerek klinik yani ağır vakalar gerekse temel düzeyde saydıkları eğitsel vakalarda bireylere yardımcı olmakta ve problemlerini gidermektedirler. Kendilerine özel materyalleri ile gerek klinik ortamlarda gerekse eğitsel odalarda(rehabilitasyon merkezleri vb.) kişilerle birlikte yaptıkları etkinlikleri vardır. Çeşitli yaş gruplarıyla çalışabilmektedirler ancak genellikle bu problemlerin çocukluk yaşta giderilmesi gelişim açısından daha uygun olduğu için çocukluk çağındaki bireyler ana çalışma gruplarını oluşturmaktadır. Bireylerin aldıkları eğitim boyunca çeşitli uygulamalar sonucu birçok vaka ile çalışmaları, dil ve konuşma bozukluklarının birçok vakası ile etkileşimde bulunmaları terapistlerin aldıkları eğitimin niteliğini göstermektedir.
Dil ve Konuşma Terapistlerinin İstihdam Alanları Nelerdir?
Bu alandan mezun olan bireyler "Sağlık Meslek Mensubu" unvanını kullanmakla birlikte daha çok terapist unvanını kullanmaktadırlar. Mezunların istihdam alanları, iş olanakları ise geniştir. Türkiye'de lisans mezun sayısı 50'yi geçmeyen bir bölümdür. 2017 ile birlikte bu sayı biraz daha artacak olsa da Türkiye için bu sayı çok azdır. Sayının azlığından ötürü çeşitli kurslarla bu sayılar arttırılmakta ve bölümün değeri düşmekte bununla birlikte bu kurslarla ciddi bir sağlık sorununa yol açılmaktadır. Mezunlar ise; Halk Sağlığı Merkezleri, Devlet ve Özel Üniversite Hastaneleri, İşitme ve Engelliler Okulu, Rehabilitasyon Merkezleri, Özel Eğitim Merkezleri, MEB Rehberlik Danışma Hizmetleri Merkezlerinin dışında üniversitede akademisyenlik yapabilmektedir. Ayrıca kendi kişisel kliniklerini de açabilmektedir. Mezunların aldığı maaş ise özel sektörde kurumdan kuruma değişmekle birlikte Türkiye şartlarına göre epey uygun maaşları vardır.
Dil ve Konuşma Terapistlerinin Yüksek Lisans ve Doktora Koşulları Nelerdir?
Lisans eğitiminden sonra Uzmanlık almak ya da akademisyenlik düşünen Dil ve Konuşma Terapistleri için yüksek lisans düzeyinde özellikle İngilizce şartı aranmaktaydı. Ancak bu şart YÖK'ün genel almış olduğu kararla üniversitelerin tercihine bırakılmış bu yıl itibari ile. O yüzden üniversiteler yüksek lisans programlarında artık bu alanda da ingilizce şartı aramıyor ancak lisans eğitiminde bile İngilizce kaynakla dersler görülürken yüksek lisans düzeyinde ne kadar ihtiyaç olduğunu siz düşünün. Dil ve Konuşma Terapistliği Yüksek Lisansına ise Türkiye'de neredeyse her bölümde olduğu gibi bu bölümde de başka bölümlerden bireyler başvuruda bulunabilmektedirler. Bu bölümler; Dil ve Konuşma Bozukluğu olmamak. Dil ve Konuşma Terapistliği, Fizyoterapi, Tıp Fakültesi, Ergoterapi, Hemşirelik, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik, Özel Eğitim, Psikoloji, Dilbilim(İngilizce Öğretmenlik Bölümü hariç), Odyoloji ve Çocuk Gelişimi Bölümü.
BÜYÜK SORUN:
Sertifikalı Dil ve Konuşma Öğretmenleri
Ülkemizde özellikle son yıllarda bunun en büyük mağdurları Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Anabilim dalı ile birlikte Psikoloji Alanı'nın da ağzı sertifikalarla yanmıştır. 33 günlük kurslarla ya da MEB'in uyguladığı Felsefe alanının Rehber Öğretmenliğe kaydırılması gibi birçok diplomasız ve yeterliliği olmayan bireyler ortaya çıkmıştır. Yine Psikoloji alanında, sosyoloji ve hatta fizik alanında mezun olmuş kişilerin çeşitli YÖK denkliği olmayan Davranış Bilimleri'nden alınan diploma ile psikoloji alanında kuyruk sallamaları hatta televizyon programlarına çıkmaları hatta ve hatta konferans vermeye kadar birçok etkinliğini görebilirsiniz. Özel Eğitim alanının sınıf öğretmenliği mezunlarıyla doldurulmasından, Hukuk alanının Adalet gibi, İktisat gibi bölümlere dokunmasından hiç bahsetmiyorum. Derdim son olarak da bu sertifika davasının Dil ve Konuşma Terapistliği alanına sıçraması. Neler görüyorum sosyal medyada inanamazsınız. Kimsenin etik umurunda değil herkes kendi yakasını kurtarmanın derdinde aslında. Çıkıp biri dese ki: "Kardeşim sen Aile Hekimi ol." Cevapları "Hemen işe başlıyorum." olacaktır. Bir bakayım dedim acaba bu sertifikaları kim alabilir diye. Neredeyse Lojistik'i yazacaklarmış kendilerini zor tutmuşlar o derece. Bir de aldıkları derslere bir baktım giriş derslerinden tutun da temel düzeyde konuşma bozukları, bozukların gelişmesi, sonucu, araştırması, değerlendirmesi gibi dersler gördüm. 3 ile 15 gün boyunca eğitim verildiği ve bu kişilerin rehabilitasyon merkezlerinde öğretmen olarak çalıştıkları öğrendim. Düşünün çocuğunuzun dişi çekilecek ve siz kaporta ustasına çocuğunuzu emanet ediyorsunuz. Sert konuşuyorum çünkü herkes kendi alanında hakkıyla emeğiyle aslanlar gibi işini yapmak zorunda. Sertifikaların içeriğinden tutun da gününe alınan derslerine kadar her şeyine karşıyım. Alanda 4 yıl boyunca ne şartlarda ve ne ağırlıkta ders alacak bu insanlar ve sonra sen gidip 15 günlük bir eğitimle rehabilitasyon merkezinde bu görevi yapacaksın ve benim hakkım diyeceksin. "Yok Öyle YAĞMA" derler bizim buralarda.
Son olarak ailelere bir not: Lütfen böyle bir durumda terapistlerden diplomalarını göstermelerini rica ediniz.
Psikolojik Danışman
Berk Çeşmeli