Doğum Sonrası Depresyon

Doğum Sonrası Depresyon

Günümüzde ruhsal sorunların varlığı dikkat çekecek ölçüde artmış olmakla birlikte hem bireysel, hem de toplumsal boyutta bir sorun haline geldi. Ruhsal bozukluklar içerisinde en sık görüleni ve fiziksel hastalıklara davetiye çıkaranlar arasında büyük paya sahip olanı depresyondur. Depresyon yaşam doyumumuza, mutluluğumuza ket vurarak iş yaşantımızda kayıplara sebep olarak yaşam kalitemizi de düşürür. Çalışmalar depresyonun büyük bir çoğunluğunun 18-44 yaş aralığındaki kadınlarda görüldüğü bulgusuna işaret etmektedir. Bu süreçler arasında da hamilelik ve doğum sonrası dönem birçok klinisyen tarafından risk dönemi olarak kabul edilmektedir. Gebelik ve doğum yalnızca fizyolojik bir değişim olmadığı gibi insan yaşamında yeni bir evre olan ebeveynlik, kadınlar için stres yaratan bir durumdur. Bu stres, gebelikte her şeyin iyi gitmeyeceği olasılığı ve anksiyete ile birleştiğinde, kadınlar için ağır bir yük oluşturabilmektedir. Aynı zamanda kısa bir süre içinde pek çok değişikliği bir arada yaşar. Rol değişim ve geçiş süreci geçirir. Dolayısıyla hamilelik esnasında ve doğum sonu dönemde anne sağlığı olumsuz yönde etkilenebilmekte ve bazı kadınlar bu dönemde duygusal ve psikolojik sorunların yaşanması çok olasıdır.

Doğum sonrası depresyonun varlığına sebep olan risk faktörleri çok boyutlu olarak değerlendirilmelidir. Daha önce geçirilmiş depresyon atağı, ailede depresyon öyküsü, evlilikte yaşanan sorunlar, partner yokluğu, sosyal desteğin zayıf olması, erken anne-bebek ayrılığı, bebeğin bakımıyla ilgili kaygı, aile içi şiddet, düşük sosyo-ekonomik düzey, olumsuz yaşam deneyimleri -daha önceki gebeliklerde düşük, ölü doğum öyküsü, istenmeyen gebelik, erken yaşta gebelik- gebelikte depresyon için risk faktörlerini oluşturmaktadır. Hamilelik öncesi antidepresan tedavi alan hastalar, gebe kaldıkları zaman tedavilerini kestiklerinde de, gebelikte depresyonun alevlenmesi ya da yinelenmesi çok beklendiktir. Yapılan bir çalışmaya göre de önceki gebeliği ardından depresyon atağı öyküsü olan kadınların sonraki gebeliklerinde depresyon atağının yinelenme riski %50dir. Literatürde depresyon tanısı almış hastaların sosyal destek puanlarının normallere kıyasla anlamlı düzeyde düşük olduğu saptanmıştır. Bunun yanı sıra sosyal destekte en etkili kaynağın aile üyeleri ve akrabalar olduğu bildirilmiştir.

Doğum sonrası depresyon sık görülmesine karşın tanı konulması güçtür. Bu, gebelerdeki depresif belirti ve bulguların; gebeliğin fizyolojik değişiklikleri ve yakınmalarıyla benzer özellikte olmasından kaynaklanır. Başlıca depresif belirti ve bulgularından bahsedecek olursam eğer bunlar, uyku ve iştah değişiklikleri, ağrı, duygulanımda dalgalanma, aşırı yorgunluk, libido kaybı ve konsantrasyon güçlüğü, anksiyete, doğumla ilgili kaygılardır. Aslında çoğu kadın sorunlarını depresyon olarak algılamaz. Bu konuda yardım arayışı içinde olanlar ise kendi doktoruna başvurmayı düşünmez.

Bu bulguları taşıyan ve depresyon tanısı almış anneler hem kendi hem de fetüs üzerindeki olumsuz sonuçları nedeniyle mutlaka tedavi edilmesi gerektiğidir. Ancak tedavi yöntemi hastanın özelliklerine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Bireysel ve aile psikoterapisi işe yarar tedavi yöntemleri arasında sayılmaktadır. Doğum sonrasına ilişkin yapılan araştırmalar, depresyon açısından risk altındaki gebeleri zamanında saptamak ve gereken durumlarda uygun yaklaşımlar için gebelik takibinin yapıldığı yerlerde uygun birimlerin kurulması, etkin depresyon taramalarının yapılması hem annede hem de yenidoğanda oluşabilecek olumsuz sonuçların önlenmesini açısından gereklidir.

 

Yararlanılan Kaynaklar:

Akkaş Yılmaz, E.(2013). Ankara'da bir eğitim ve araştırma hastanesi kadın hastalıkları ve doğum polikliniği'ne başvuran gebelerde 'Edinburgh doğum sonrası depresyon ölçeği' ile depresyon sıklığı ve ilişkili etmenler.(Yayımlanmamış yüksek lisans tezi).YÖK Ulusal Tez Merkezi veri tabanından elde edildi.(Tez no 334123)

Altınay Cebeci, S., Aydemir,Ç., Göka, E.(2002).Puerperal dönemde depresyon semptom prevalansı:obstetrik risk faktörleri, kaygı düzeyi ve sosyal destek ile ilişkisi. Kriz Dergisi,10(1): 11-18

Kara, B.,Çakmaklı, P., Nacak, E., Türeci, F.(2001). Doğum sonrası depresyon. Sürekli Tıp Eğitim Dergisi, 10(9): 333-334

Sıla Salantur

                                                           Ege Üniversitesi

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Manşet Haberleri

FLÖRT ŞİDDETİNİN ÖNLENMESİ
Pdr Sorunları Tbmm'ye Taşındı