DSM V’TE KİMLİK ÇÖZÜLME BOZUKLUĞU
Merhaba sevgili p.Dr. ailesi. Yazımda Dsm 5’te kimlik çözülmesi bozukluğu olarak geçen dissosyatif kimlik bozukluğundan bahsedeceğim. Önce tanı kriterlerine DSM 5 ten bir göz atalım;
A. İki ya da ikiden çok ayrı kişilik durumu ile belirli kimlik bölünmesi. Bu durum, kimi kültürlerde cin çarpması yaşantısı olarak tanımlanır. Kimlikte bu bölünme, kendilik duyumunda ve eylemlerini yönetebilirlik algısında sürekliliğin belirgin olarak bozulmasını kapsar ve duygulanım, davranış, bilinçlilik, bellek, algı, biliş ve/ya da duyusal-devinsel işlevsellikte bununla ilişkili değişiklikler bulunur. Bu belirti ve bulgular, başkalarınca gözlenebilir ya da kişi bunları bildirir. ,
B. Sıradan bir unutkanlıkla açıklanamayacak bir biçimde, günlük olayları, önemli kişisel bilgileri ve/ya da örseleyici olayları anımsarken yineleyici boşluklar olması.
C. Bu belirtiler, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olur.
D. Bu bozukluk, genel kabul gören kültürel ya da dinsel bir uygulamanın bir bölümü değildir. Not: Çocuklarda bu belirtiler imgesel oyun arkadaşları ya da başka düşlemsel oyunlarla daha iyi açıklanamaz.
E. Bu belirtiler, bir maddenin (örn. alkol esrikliği sırasında ortaya çıkan bilinç kararmaları ya da davranış kargaşaları) ya da başka bir sağlık durumunun (örn. kompleks parsiyel katılmalar) fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
Oldukça ilginç vakalar var bu konuda. Benim ise bu vakaların çocukluk travmaları dikkatimi çekti.Zoroğlu ve arkadaşlarının 36 kişiyi ele aldıkları çalışmada da çocukluk travmaları ele alınmış .Çocukluk travması olguların % 75’inde (6 hasta) saptanmıştır. En sık olarak duygusal istismar belirtilmiştir. Cinsel taciz hastaların % 63’ünde (5 hasta) dile getirilmiştir. Cinsel, fiziksel, duygusal istismar, ihmal ve şiddet şahitliği gibi 5 travma türü göz önüne alındığında, travma dile getiren hastalarda (6 hasta) ortalama travma türü sayısı 3.4 olmaktadır. İstismar davranışı oldukça erken yaşta başlamaktadır. Sözgelimi cinsel istismar için ortalama başlangıç yaşı 5.6 ve ortalama devam süresi 3.1 yıldır.(Zoroğlu ve ark,2000)
Bireyler kişiliklerini birkaç parçaya bölerek aslında savunma mekanizması kullanıyorlar denebilir.Yani bir bakıma kişilik bütünlünlüklerini korumak için kişiliği birkaç parçaya bölüyor olabilirler.Çünkü yaşanan travma birey için öyle büyük ki bu yaşantıyı kabullenebilmek için kişiliğinde yer yok.Bunun için ” ben yapmadım, o yaptı” diyerek kişilik bütünlüğünü korumaya çalıştığını düşünebiliriz.Bireyler farklı cinsiyetlerden ,farklı yaş gruplarından ,farklı kişilik tiplerinden kendine alterler oluşturuyor ve bu kişiliklerin kimileri birbirini tanırken kimileri tanımıyor. Birey gün içinde farklı alterleri kullanabiliyor.
Tedavi de ise amaç tüm alterlerin bireyin bir parçası olduğu vurgulanıyor.Alterlerden hiçbiri dışlanmıyor.Bu şekilde bireyde bir bütünlük oluşturulmaya çalışılıyor.Tabi terapi diğer tedavi yöntemleriyle de destekleniyor. Youtube’da da bu konuyla ilgili birkaç video var.Onlarında linkini ekliyorum .Kişilik bütünlüğü dolu günler diliyorum herkese J https://www.youtube.com/watch?v=UtRWKwsWmkg https://www.youtube.com/watch?v=Ac8YTty4jSk
Kaynakça
DSM-5 Tanı Ölçütleri Başvuru Kitabı. Çev. E.Köroğlu.Ankara. HYB Yayıncılık
Zoroğlu S., Tüzün Ü., Öztürk M., Şar V.(2000). Çocuk ve Ergenlerde Dissosiyatif Bozukluk: 36 Olgunun Gözden Geçirilmesi. Anadolu Psikiyatri Dergisi 2000; 1(4):197-206
FATMA KOÇAK