TİMAŞ TARAFINDAN YAYINLANAN 4 GÜZEL KİTAP

Birçok farklı kategoride kitaplar basan TİMAŞ, Psikoloji alanında da başarılı eserler yayınlıyor.

TİMAŞ TARAFINDAN YAYINLANAN 4 GÜZEL KİTAP

1) TAKINTILAR (Vaka Örnekleri ve Tedavi Yöntemleri) Dr Oğuz TAN

Gündelik hayatta kimi zaman öyle takıntılarla boğuşuruz ki, bir noktadan sonra sıradan hayatımızı yaşamak bile güçleşmeye başlar. Temizlik takıntısından hastalık takıntısına, dini takıntılardan biriktirme takıntısına kadar çeşitli takıntı türüyle boğuşan insanlar çoğu zaman bunun bir hastalık olduğunun farkında bile değildir.

Üstelik, insanın hayatını derinden etkileyen bu hastalığın temelde biyolojik bir sorundan kaynaklandığı ve sanıldığı kadar da nadir olmadığı az bilinen gerçeklerden. Bu yüzden, takıntı hastalığının tedavi edilebildiğini görmek, hastaların sağlıklarına kavuşmaları yolunda çok önemli bir adım.

Psikiyatri Uzmanı Dr. Oğuz Tan, hastalarının gerçek yaşam öykülerinden yola çıkarak yazdığı bu kitapta, birçok kişinin kendine bile itiraf etmekten çekindiği bu hastalığın örneklerini ve tedavi yöntemlerini vaka incelemeleri üzerinden edebi ve mizahi bir kazansana giriş üslupla anlatıyor.

Kitaptan Alıntılar

Ayşe yeni anne olmuştur. Yirmi dört yaşındadır. Bebeği iki aylıktır. Bebek bakmayı yeni öğrenmektedir. Ancak Ayşe’nin büyük bir korkusu vardır: Bebeğini kazara düşürüp öldürmek! Bir gün bebeği emzirirken yeni bir takıntı eklenir eskilere: “Ya bebeğimi kollarımda sıkarak öldürürsem!”
Takıntı insan zihninin düşman başına diyebileceğimiz özelliklerinden biridir. Aklımıza bir düşünce veya hayal gelir, oturur, bir türlü oradan kalkmaz. Ne yaparsak yapalım, o düşünce veya hayal oradadır. Kafa bozuk plak gibi takılır kalır aynı yerde.
Eğer takıntı kişiye acı veriyorsa veya işine, gücüne, okul başarısına, insan ilişkilerine zarar veriyorsa o zaman ortada bir “takıntı hastalığı” var demektir. Takıntı hastalığına bilim dilinde obsesif kompülsif bozukluk denir.

2) OLMAK CESARETİ (Kemal SAYAR)

Olmak, cesaret ister. Kaygıyla yüzleşmek cesareti.

Kimileri kaygıdan kaçmak için kendine gölgeler arar. Bir gölge oyununun içine dalar.

Oysa olmak, cesaret ister.

İçimizdeki boşluktan aşağıya bakabilme cesareti.

Oraya ilk baktığımızda başımız dönecek. Sendelersek uçurumdan aşağı gideceğiz. Ama orada ne olduğunu, bizi biz yapan, bizi bekleyen şeyin ne olduğunu ancak o zaman göreceğiz. 

Olmak Cesareti’nin bu yeni baskısı, zamana mağlup olmayacağını ümit ettiğimiz yazılardan oluşuyor. Bu yazılarda ümit var. İnsanı çaresizleştiren ve edilgenleştiren ‘kurulu düzen’e karşı sesimizi yükseltebilme cesareti. İradesinin izini süren insana bir çağrı var.

Ve nihayet, insanı aşka ve iradeye, olmak cesaretine çağıran, o asıl çağrıyı yankılayabiliyorsa, sözümüzün bir değeri var.”

Kemal Sayar’dan aşka, ümide, cesarete, bağlılığa yani hayata, var olmaya, olmak cesaretine dair denemeler…

3) TERAPİ (Kemal SAYAR)

İnsanın insanı pek az dinler hale geldiği bir dünyada, psikoterapi, eşsiz bir insani karşılaşma imkânı sunar. Terapi odası, zamanımızda, pek çok kişinin gerçekten işitildiği tek yer haline gelmiştir. Peki, terapi odası değer-bağımsız bir alan mıdır, yoksa bütün kuramlar gibi modern terapi kuramlarının da berisinde bir kültür ve ideoloji saklamakta mıdır?

Terapi: Kültürel bir Eleştiri adlı bu kitabında Prof. Dr. Kemal Sayar, bir şifa yönteminin kültürel çözümlemesini yapıyor. 

Zamanımız ‘psikolojik insan’ın yükselişine ve ‘terapi kültürü’nün yaygınlaşmasına tanıklık ediyor. İnsanlar kendilerini, modern çağda giderek daha fazla terapi diliyle ifade ediyor. Modern terapiler, bireyselleşme ve özgürlüğe vurgu yaparken, insanı toplumsal ve kültürel bağlamından uzaklaştırıyor mu? Modern terapiler eliyle yalnızlaşma, katı bireycilik, yabancılaşma veya narsisizm gibi modernliğe mahsus bazı ‘hastalıklar’ çoğaltılıyor mu? Terapi, kimileyin çözümünü hedeflediği sorunları, kendi eliyle üretebilir mi? Elinizde tuttuğunuz kitap, hem bir modern çağ eleştirisi sunuyor, hem de bu sorulara cevap arıyor.

Terapi: Kültürel Bir Eleştiri, psikoterapinin kendi içinden yükselen bir ses, bir eleştiri. Bireyi iyileştirmeye çalışırken, kendi içindeki açmazlara bakmayı başaramayan terapi yöntemlerine içeriden bir bakış. Prof. Dr. Kemal Sayar, insanın “kendisini tavaf eden hacı” olduğu bir zamanda, mesleki birikimini bir ayna misali psikoterapi kuramlarının üzerine tutuyor. İnsanın ilişki arayan bir varlık olduğunu söyleyerek, psikoterapi kuramlarındaki esaslı paradigma değişimine dikkatimizi çekiyor. Gündelik hayatı ve politikayı terapi odasının dışında bırakmayan, kültürel ve sosyal bağlama dikkat kesilen, ötekinin yüzünü bir çağrı olarak önemseyen, şiirsel ilhamlara açık bir psikoterapi öneriyor. ‘Çağın terapi odası’nda kafası karışmış herkes için, yeni sorular sorduracak, insanı farklı ve derinlikli bir bakış açısıyla kavramamızı sağlayacak bir kitap. Şifa niyetine. 

4) RUH HALİ (Kemal SAYAR)

Ruh Hali, ruh sağlığı ve hastalıkları alanında bir kılavuz işlevi görmek, konuyla ilgili merak edilenleri derli toplu ve anlaşılır bir biçimde okuyucuya ulaştırmak amacıyla hazırlandı. Kitapta hem mutluluk, iyimserlik, hayatın anlamı, öfke, kıskançlık, aşk, evlilik, çocuk ebeveyn ilişkileri gibi konular; hem de depresyon, panik atak, fobiler, bağımlılık, alzheimer, şizofreni gibi belli başlı psikiyatrik sorunlar ele alınıyor

Prof. Dr. Kemal Sayar, Ruh Hali’ni diğer kitaplardan ayıran ne olduğunu şöyle anlatıyor: 

“Bu kitapla, Türkiye’de ruh sağlığı alanında görülen yerli kaynak açığını gidermeye yönelik mütevazı bir katkı sağlamış oluyoruz. Basit ve kolaycı formüller içeren çeviri kişisel gelişim kitaplarının, insanlara hiçbir şey vermediğini görüyoruz. Ruh sağlığımızı bu tür kolaycı formüllerle koruyamayız. Umulur ki Ruh Hali, ruh sağlığı ve hastalıklarının değişken ve zor tabiatını bir nebze daha anlamaya yardımcı olsun.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Kitap Haberleri