Ailelerin Rehberlik Gereksinimi

Ailelerin Rehberlik Gereksinimi

AİLELERİN REHBERLİK GEREKSİNİMİ

Günümüzde çocukların fiziksel, bilişsel, sosyal ve psikolojik yönlerden bir bütün halinde gelişebilmelerinde çevrenin etkisi oldukça belirleyicidir. Okul ve aile ile bu kurumlarda bulunan anne babalar, öğretmenler ve yöneticiler çocukların gelişiminde önemli bir noktadırlar. Ebeveynler çocukları için en yakın, sıcak ve en uzun süreli ilişkide bulunulan kişiler olarak en önemli konumda bulunmaktadırlar. Bundan dolayı, aile içindeki iletişim ve etkileşim örüntülerinin önemi artmaktadır. Ailedeki sözel olan ve sözel olmayan iletişim biçimleri, aile üyelerinin birbirlerine karşı davranış biçimleri; ailenin disiplin anlayışı; anne babanın çocuğa karşı tutumları; ailede olumlu ve olumsuz duyguların açıklanmasına izin verilip verilmediği çocuğun gelişiminde önemli bir etkiye sahiptir. Örneğin; aileyi ilgilendiren kararlar alınırken ebeveynlerin çocuklarının da görüşlerini dikkate alması; bu çocukların kendilerini daha değerli hissetmelerini sağlarken, görüşleri dikkate alınmayan, dinlenmeyen çocuklar, kendilerini daha çok önemsiz ve değersiz olarak görecektir. Çocuklarıyla samimi ve yakın ilişkiler geliştirebilen ebeveynler, çocuklarının davranışsal ve akademik yönlerden problemlerini daha çabuk fark edip bunlara yönelik önlemler alabilecek ve çözüm yolları geliştirebilecektir. Ebeveynler aşırı kurallar ve yasaklar koyup bunlara uyulmadığında şiddet ile cezalandırma uygularken; kurallara uydukları kadar ilgi ve sevgi gören çocukların mutsuz, içine kapanık ve saldırgan birtakım özellikler göstermeleri muhtemeldir. Çocuğunun ihtiyaçlarına karşı duyarlı olan ebeveynler, çocuklarının daha sağlıklı gelişmesine yardımcı olabileceklerdir.

Anne babalar, çocuklarının gelişiminde çok önemli rollere sahiptirler. Ebeveynlerin, bu rolleri gerçekleştirirken yaşamaları muhtemel zorlanmalarla ilgili desteklenmeye ve yardıma gereksinimleri vardır. Ebeveynlerin yaşam içerisinde çocuklarının okul korkusu, kıskançlık, içine kapanıklık, ayrılık kaygısı, aşırı hareketli olma durumu, saldırganlık gibi durumlarla karşı karşıya kalmaları ve bu gibi durumlarda ebevenylerin çocuklarına nasıl davranacaklarını, neler yapmaları gerektiğini yeterince bilmemeleri sonucunda çevrelerinden desteğe ihtiyaç duyabilirler.

Örnek Olay: Hatice, henüz altı yaşındadır ve okula yeni başlamıştır. Okul açılalı daha bir kaç hafta geçmemiştir ki, Hatice okula gitmek istememekte, gitmemek için direnmekte ve bazen okula gittikten sonra okuldan kaçarak eve gelmektedir. Ailenin çabaları, Hatice’nin bu davranışını çözümlemede yetersiz kalmaktadır. Baba, bu durum karşısında baskıcı ve otoriter davranışlar sergilemek gerektiğini düşünürken, anne sürekli çevresine dert yanarak ağlamaktadır. Ailenin yaşadığı bu zorlanma karşısında desteğe ve yardıma ihtiyacı vardır.

Günümüz dünyasında boşanmalara bağlı olarak tek ebeveynli ailelerin oranı her geçen gün yükselmekte olup, bu durum ise ailedeki dinamikleri önemli ölçüde değiştirmektedir. Ebeveynlerin; boşanmalarının veya ayrı yaşamalarının çocukları üzerindeki oldukça olumsuz ve örseleyici izlerini ortadan kaldırma süreci içinde yardım ve desteğe fazlasıyla ihtiyaç duyulmaktadır.

Aile içi şiddet ve çatışmalar da ayrı bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünya üzerindeki modernleşme her ne kadar ileri düzeylerde olsa da bu konu insanın hali hazırdaki en büyük sorunlarından biridir. Çocukların bu olaylara bizzat maruz kalmaları, tanık olmaları veya böyle bir ortamın içinde yetişmeleri; onların güvenlikte olma duygularını ciddi biçimde tehdit etmektedir. Bu da her an tetikte olan, kendini dünyaya karşı savunmasız hissedebilen yetişkinler olarak geleceklerine yansımaktadır. Ayrıca, maalesef ki çocuk istismarı ya da tecavüzlerinin de günümüzde hiç de az olmadığı ortadadır. Bu durum, çocukların ruh sağlıklarını ciddi derecelere varan şekilde olumsuz etkileyebilmekte ve çocuklarda düşünsel, duygusal ve davranışsal problemlere yol açabilmektedir. Bu nedenle, ailelerin de çocuklarına kendilerini istismardan nasıl koruyabileceklerini öğretmeleri bu konularda da psikolojik danışmanlardan destek almaları gerekmektedir.Yine istismara uğramış çocukların ailelerine de bu süreçten sonra nasıl yaklaşmaları gerektiği üzerine profesyonel yardıma ihtiyaçları vardır.

Günümüzde ergenler ve çocuk yaş gruplarında, anksiyete, depresyon, okulu bırakma, intihar, sigara, alkol ve madde bağımlılıkları, zorbalık yeme bozuklukları, saldırganlık gibi çok çeşitli davranış ve uyum problemlerini gözlemleyebiliriz. Bu gibi problemlerle karşılaşan ebeveynler, yaşadıkları güçlüklerle nasıl baş edeceklerini bilememektedirler. Bu gibi problemlerin yaygınlaşması rehberliğin önleyici işlevinin etkin kullanılması gerektiğine işaret ederken, çocuk ve ailelere yönelik önleyici ortam düzenleme çalışmaları, çocuklarına ruhsal sağlıklarını destekleyici şekilde nasıl davranmaları gerektiği, ideal iletişim örüntülerinin nasıl olduğu ve ne şekilde kurulabileceği gibi önleyici çalışmalarla ilgili ailelerle çalışılmalıdır. Yine problemler ortaya çıktıktan sonra da ebeveynlerle problemlerle nasıl başa çıkabilecekleri konusunda bilgilendirme ve yardım hizmeti sunulmalıdır.

Ailelerin çocuklarını yetiştirirken yalnız olmadıkları ve rehberlik servisinin her zaman yanlarında olduğu onlara hissettirilmelidir. Desteklendiklerini ve kendilerine değer verildiğini gören aileler daha bir güvenle geleceğe bakabilecektir.

Bu haber toplam 8020 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.