Gel Hele Şöyle De, Dertleşelim Kıymetli Okur!

Gel Hele Şöyle De, Dertleşelim Kıymetli Okur!

 

 

 

 

Olay Dergi p.Dr.’yi merak etme, talep etme mevzusu değil yalnızca... Bölüm için çalışan organizasyonlarda yer alma, mesleki bilinç kazanma ve PDR’nin gelişimi için elinden geleni yapma meselesi...

 

 

 

 

 

 

 GEL HELE ŞÖYLE DE,

 

 

DERTLEŞELİM KIYMETLİ OKUR!

 

Dergi p.Dr. olarak; PDR bölümünün haklarını savunmayı ve özellikle “alan dışı atama” yanlışlığına karşı medya gücü oluşturmayı amaçlayarak yayın yolculuğumuza başlamıştık. Dördüncü yıla girerken, şimdiye kadar sekiz sayı çıkarmış olmanın sevincini yaşıyoruz.

 

 

 

Bu süreçte her zaman “Sermayemiz samimiyetimizdir” mottosuyla hareket ettik. “Sizden aldığımız destekle güçlüyüz!” dedik. Temsilci arkadaşlarımızın, namı diğer gönüldaşlarımızın engin yürekleri sayesinde bugünlere ulaştık.

 

 

 

Yalnızca matbu hâle gelmiş yazılardan ibaret olmasın istedik dergimiz... İçerisine bir tutam umut kattık, biraz aşk, biraz heyecan... Sonra dostlukla, muhabbetle ve azimle yoğurduk mail adresimize gelen materyalleri...

 

 

 

Her sayımızın matbaadan çıkması ayrı bir huzur kaynağı oldu bizim için, dergilerin gelmesini sevgilimizi bekler gibi bekledik.

 

 

 

ÇOK GÜZEL TEPKİLER ALDIK

 

 

 

PDR Bölümü’nde, Psikolojik Hizmetler gibi koskocaman bir sahada ulusal öğrenci dergisi yoktu. Dört üniversiteyle başladığımız yayın yolculuğumuz, kırk üniversiteye ulaştı.

 

 

 

Gazeteciler, web sitesi yöneticileri, üniversite hocaları ve temsilci arkadaşlarımız çalışmalarımıza destek verdiler. Çabalarımızdan dolayı içten tebriklerini ve teşekkürlerini ilettiler.

 

 

 

İletişim adresimiz olan dergipdr@gmail.com’a 2000 civarında mail düştü. Bunlardan yaklaşık 250 tanesini, dergimizin sayfaları arasında “psikoloji içerikli metin” olarak yayınladık.

 

 

 

Dergimizin sloganını “Son kullanma tarihi geçmez!” şeklinde belirledik. Gerçekten de eski sayılarımızın içeriği hiçbir zaman pörsümüyor ve bayatlamıyordu. Çünkü güncel haberler veren ve kısa sürede ölen metinleri yayınlamadık. Bu nedenle eski sayılarımız da her daim ilgi gördü, PDR bölümü mensupları tarafından akılcı bir karar doğrultusunda arşivlenmek istendi.

 

 

 

SOSYAL MEDYA SAYFALARIMIZ...

 

 

 

Özel olarak üzerine eğilemesek de, sosyal medya sayfalarımız güzel bir gelişim içerisinde... Facebook sayfamızda 7500’e yakın üyemiz, gönderilerimizi beğeniyle takip ediyor. Yeni kurulan Twitter sayfamız ise, üye sayısını hızla artırıyor. Siz değerli okurlarımızla hem kongre, seminer gibi gerçek platformlarda; hem de sosyal medya sayfaları ve web sitesi gibi sanal ortamlarda iletişimimizi sürdürüyoruz.

 

 

 

SANAL OFİSİMİZE BEKLERİZ

 

 

 

www.dergipdr.com üzerinden yayın yapan sitemiz, orta düzeyde aktif portallar arasında yer alıyor. Bu anlamda yeri gelmişken tekrar belirtelim ki; bilişim konularında yetkin arkadaşlarımızı da aramıza bekliyoruz.

 

 

 

Şu ana kadar genel olarak kazandığımız başarılardan ve yaşadığımız olumlu durumlardan söz ettik. Başarımızdaki en büyük pay, hiç şüphesiz ki temsilcilerimizin...

 

 

 

Bu sayımızda biraz da yaşadıklarımızın acı kısımlarını seninle paylaşmak istiyor, bir nevi seninle dertleşmemin doğru olacağını düşünüyorum.

 

 

 

GENEL OLARAK, ACABA BİR ŞEYLER TERS Mİ GİDİYOR?

 

 

 

Sevgili okur, kıymetli arkadaşım: Sen Dergi p.Dr.’nin yani bölümümüzün ilk ve tek mesleki dergisinin kadrini-kıymetini bildin. Ancak, temsilci arkadaşlarımızın birçoğu can sıkıcı olaylara göğüs germek ve onlarca hakaretamiz diyaloğa girmek zorunda kaldı.

 

 

 

TEMSİLCİLERİMİZE “SENİN BU İŞTEN NE ÇIKARIN VAR?!” DİYEN ŞAŞKINLAR OLDU

 

 

 

Düşünebiliyor musun, birçok PDR öğrencisi okuduğu alanın haklarını savunan bir derginin temsilcisine “seni çıkarcı!” şeklinde bakabilmek gafletini gösterdi. Kendisi sanal meydanlarda sessiz, etkisiz, faydasız, boşu boşuna bağırarak-çağırarak, görevini fazlasıyla yaptığını sandı. %99’u hiçbir zaman açılmamış ve bundan sonra da açılmayacak olan, milletvekili mail adreslerine sert sözlerle döşenmiş mailler göndererek, üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiş olduğunu düşündü. Somut ve etkili adımları küçümseyerek, önemli organizasyonlardan ve dev koordinasyonlardan son hızla kaçarak, bilgisayar başında mesleğini savunabileceği zehabına kapıldı.

 

 

 

ÜLKE ÇAPINA YAYILMIŞ BİR ORGANİZASYONUZ

 

 

 

40’a yakın üniversiteden 70 kadar PDR’ci arkadaşın ortak çabasına yüzünü dönüp bakmadı bile... Harcanan kollektif emeğin hakkını ödemekten çok çok uzak, son derece cüzi bir maddi fedakârlık yaparak alınabilecek bir dergiye dâhi burun kıvırdı.

 

 

 

Tuvalete bile 1 TL’ye gidilen bir ülkede; bileğin, yüreğin, beynin hakkını vermekten son derece uzak ve komik bir ücrete “çok pahalı, ben almayacağım!” diyebildi. Veya sanki temsilci arkadaşımıza büyük bir lütufta bulunuyormuşçasına “Neyse, hadi aliim bari!” gibi insani açıdan uygun olmayan tutumlar sergiledi.

 

 

 

Sonra da alan dışı atama tehlikesi baş gösterince; tutuşmuş paçalarını sıvamaya çalışarak, twitter gibi gerçekdışı ortamlarda ve klavye başında mücadele ederek bir başarıya ulaşacağı ütopyasına kapıldı.

 

 

 

DERGİMİZE İLGİ AZALMAYA BAŞLADI   

 

 

 

Bir dönem tirajımız 5000’e yaklaşmıştı. Eski Milli Eğitim Bakanı Ömer DİNÇER’i ziyaretimiz, biraz da böylesine büyük bir kitleyi temsil etmemiz sayesinde olmuştu. Bakan, görüşlerimizi alırken bir yandan da derginin baskı sayısını soruyordu. “25-30 yıllık dergiler bile bu kadar geniş bir okuyucu portföyüne sahip değil” mealinde cümlelerle, takdirini ve hayranlığını ifade etmişti bize...

 

Ancak son dönemde bölüme gelen öğrenci arkadaşlarımızın idealistlik seviyelerinin biraz düşük olduğunu, ne yazık ki üzülerek görmekteyiz. Geçen sayımız 2000 civarındayken, bu sayımızda talep düşüşü yine devam etti ve künyemizin olduğu sayfada paylaştığımız üzere, 1200’e kadar geriledi.

 

 

 

BÖYLE GİDERSE NE YAPALIM?

 

 

 

Yayın süreci devam ederken, zaman zaman dergi yönetim kurulu olarak fikir teatisinde bulunuyor ve işleyişi analiz etmeye çalışıyoruz. Dergiye olan talebin düşmesinin birçok farklı nedeni olabilir. Bu anlamda özeleştiri de yaparız, kibirli olmaktan Allah’a sığınırız.

 

 

 

Üç yıldır yayınladığımız dergimizin içeriğinde, istediğimiz kadar büyük değişiklikler ve yenilikler yapamadık doğrusu...

 

 

 

Derginin içeriğinin yeterince bilimsel olmadığı, yayınlanan yazıların beklenilen düzeyde kaliteli bulunmadığı belirtildi. Eğlenceli, neşeli ve dost canlısı üslubumuz kimilerince basitlik olarak görüldü.

 

 

 

HİÇBİR İŞ YAPMAYAN KİŞİ, SÜREKLİ ELEŞTİRİR!

 

 

 

Oysa bizim en başından beri amacımız ve yayın politikamız: “Magazine kaçmayacak bir sıcaklık ve canlılık; akademik soğukluğa düşmeyecek bir bilimsellik” şeklindeydi... Dergimizin mesleki bir dergi olduğunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmadık. Sosyo-politik-etnik tartışmalara ve taraftarlıklara yer vermedik. Herkesi kapsayan ve kucaklayan bir dergi ekibi oluşturmayı hedefledik.

 

 

 

Sürekli yazıların içeriğini eleştiren ancak elini taşın altına asla koymayan arkadaşlara; “E buyur, gel, sen daha güzel yazılar yaz ve gönder de onları yayınlayalım” dedik. Ancak birçoğu, “sadece eleştiririm, iş yapmaya gelince ben yokum” formatında bir davranış sergilemeyi yeğlediler.

 

 

 

PEKİ YA, DAHA ÖNCE DERGİYİ HİÇ GÖRMEMİŞ OLANLARIN TAVRI?

 

 

 

Velhasıl dergiyle ilgili eleştirileri almaktan gocunmadık, bundan sonra da tenkitlere kapalı değiliz. Ancak özellikle birinci sınıftaki arkadaşlarımızın, PDR ile ilgili ilk ve tek mesleki dergiye olan bu ilgisizliğini nasıl açıklayabiliriz?

 

 

 

“Dergiyi beğenmiyorlar” desek, sorunu doğru teşhis etmiş olamayız. Çünkü bu yıla ve PDR’ye gelene kadar görmemişlerdi ki Dergi p.Dr.’yi; içeriği konusunda fikir sahibi olsunlar...

 

 

 

Bu nedenle sanıyoruz ki, PDR mezunlarının kolayca MEB’e atanabilmesi; bölümü tercih eden ve bölüme yeni gelen kimi arkadaşlar tarafından olayın bir “maişet temini, ekmek kapısı, para kazanabileceğim bir meslek” şeklinde görülmesine neden oldu. Bu satırları okuyan seni, bu söylemden tenzih ederim okur arkadaşım; ancak korkarız ki bu tahminimiz doğru... Keşke yanlış olsa da, biz hatalı olduğumuz için özür dilesek...

 

 

 

TALEP EDİLMİYORSAK, KENDİMİZİ FESHEDEBİLİRİZ

 

 

 

Biz Dergi p.Dr. olarak bölümün demirbaşı değiliz. Ticari bir kaygımız olmadan, temsilcilerimizle birlikte, birçok kıymet bilmeyen insana karşı omuz omuza mücadele ederek bugünlere geldik.

 

 

 

Ancak bundan sonra izleyeceğimiz yol, sana ve diğer okurlarımıza bağlı... Talep olmadan arz olması, bir israftır. Hem emeğimizin israf olması hem de şevkimizin ziyan olması anlamına gelir. Bu bağlamda, gelecek yıllarda yeni sayılarda buluşup buluşmamamız, tamamen sizin göstereceğiniz çabaya bağlı... Yani Dergi p.Dr.’nin yayın serüveni; sizlerin okur olarak, okul temsilcisi olarak veya temsilci yardımcısı olarak bize verdiğiniz desteğe ve harcayacağınız efora endeksli...

 

 

 

MUTLAKA LİSANSÜSTÜ EĞİTİM YAPMAMIZ LÂZIM

 

 

 

İşte biz de bölüm mensupları arasında gözlenen, hem dergimize hem de bölümle ilgili faaliyetlere yönelik ilgisizliğe dikkat çekmek istedik bu sayımızda... Olay Dergi p.Dr.’yi merak etme, talep etme mevzusu değil yalnızca... Bölüm için çalışan organizasyonlarda yer alma, mesleki bilinç kazanma ve PDR’nin gelişimi için elinden geleni yapma meselesi...

 

 

 

Bu bağlamda, bu sayımızın dosya konusunda ve dergimizin içeriğinde lisansüstü eğitim yapmayı özendirecek, bölümdeki tüm arkadaşlarımızın zihnine “idealistlik tohumları” atacak bir söylem geliştirmeye çalıştık. Bu amaçla yeni sayımızı da, “kendini geliştirme” güzergâhı üzere konumlandırdık.

 

 

 

Yaşadıklarımızı, planlarımızı ve projelerimizi, tüm içtenliğimizle sizle paylaşmak için de bu metni kaleme aldık. Bölüm arkadaşlarımıza olan ve kalp kırmak istemediğimiz için hassas bir dille ifade etmeye çalıştığımız sitemimiz, yalnızca PDR’yi çok sevdiğimizdendir. Mesleğimizin geleceği için endişelendiğimizdendir... Anlayışınız için şimdiden teşekkür ederiz.

 

 

 

Sağlıcakla kalınız, tekrar görüşmek umudu ve dileğiyle...

 

 

 

ABDULLAH YALNIZ

 

 

 

Genel Editör

 

 

 

facebook.com/dergipdr

 

 

 

@dergipdr

 

 

 

Bu haber toplam 3171 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum