MERVE KOLUÇOLAK

MERVE KOLUÇOLAK

İçimizdeki Yabancı

İÇİMİZDEKİ YABANCI            

           Kendinizi nasıl görüyorsunuz? Bu soruyu size sorduğumuzda ne kadar doğru cevaplar verebilirsiniz. Çoğu insan bu sorulara doğru cevaplar vereceğine inanıyordur. Soruyu şöyle değiştirelim. Çevrenizdeki insanları nasıl görüyorsunuz? Buna verilecek doğru olduğuna inandığınız çok cevabınız vardır. Size çevrenizdeki insanları nasıl görüyorsunuz diye sorduğumda sizde başka insanların çevresi olduğunuzun farkında mısınız? Kendinizi nasıl görüyorsunuz sorusuna çoğu insan pozitif özelliklerini öne katarak cevap verir. Maalesef çevrenizi nasıl görüyorsunuz sorusunda aynı durum söz konusu olmaz. Ama farkında olunması gereken bir şey var ki sizde olumsuz yönlerini sıraladığınız çevrenin bir parçasısınız. Çevreyi kötülerken aslında kendinizin de kötü özelliklerini sıralıyorsunuz. Mesela insanlar birbirinden uzaklaştı diyorsunuz; Siz ne kadar yakınsınız? Ya da ahlak seviyesi düştü diyorsunuz; Siz ne kadar ahlaklısınız? Kendinizi sorguladığınızda çevreyi sizin oluşturduğunuzun farkına varacaksınız. Düşündüğünüz kadar mükemmel olmadığınızı anlayacaksınız. İnsan kendine çok şefkatli davranırken başkalarına karşı çok acımasız olabiliyor. Bu durum da toplumumuzun çok vurdumduymaz olmasına sebep oluyor. İnsan çevresinin değişmesini istiyorsa ilk olarak kendinden başlamalıdır. Çevrendeki insanlar yere çöp atıyor. Bundan rahatsız oluyorsun. Sen yere çöp atmayan bir insansın. Başkasının attığını gördüğünde uyarıyor musun? Uyardığın halde almıyorsa o çöpü orada bırakıyor musun? Uyarmıyorsan ve o çöpü orada bırakıyorsan sende o çöpü atan kadar suçlusun. Sen bana ne dersen eğer başka insanlar da bana ne dediğinde ne dersen haklı olamazsın. Bir başka örnek olarak da toplumda belli gruplar vardır. Sen bu gruptaki insanları tek tek mi yoksa grup olarak mı değerlendirirsin? Herkesi tek tek tanıma fırsatın olmadığını varsayarsak tabi ki grup olarak değerlendirirsin. Peki diğer insanlarında seni senin grubunla değerlendirdiğinin farkında mısın? Farkında olmalısın. İstediğin zaman yapamayacağın şey yok. Herkesin bana ne dediği bir dünya düşünsenize. Savaş var ve çoğu kişi kendi sevdikleri zarar görmediği için ses çıkarmıyor. Bir gün onunda başına gelebileceğini düşünmüyor. Ben tek başıma ne yapabilirim ki diyemezsiniz. Sen bir iki üç tuğla koyarsın. Seni gören insanlarda yavaş yavaş tuğla koymaya başlar. Sonunda hep beraber kocaman bir ev yaparsınız. Hepimiz bir gemideyiz. Gemide delik olduğunda deliğin bizim tarafımızda olmaması bizim batmayacağımız anlamına gelmez.            

           Kendimizi tanıyalım. Çoğu zaman öz eleştiri yapalım ki dünya için umudumuz olsun. İçimizde varlığından haberdar olmadığımız koca bir yabancı var. Aynı evde bir yabancıyla yaşayabilir misin? Yaşayamazsın. Zamanla birbirinizi tanımaya başlarsınız. Sevdiğin ve sevmediğin yönleri olur. Sevmediğin yönlerini değiştirmeye çalışırsın. Peki içindeki yabancıyı neden tanımak istemiyorsun? Kendini neden değiştirmiyorsun? İçindeki yabancıyı bul ve kavga et onunla. Bu kavgada kaybeden olmayacak.  

Merve Koluçolak - Erciyes Üniversitesi 

Bu yazı toplam 2778 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.