SEVGİLİ FİLOZOF MEŞE
Kitap incelemesi...
“ SEVGİLİ FİLOZOF MEŞE”
Psikolojik Danışman YAĞMUR YEŞİL
Çift tırnak işareti içindekiler sendeki karakterlerin yorumları diğerleriyse seni okurken ve okuduktan sonraki BEN’in paylaşımları… Seni okudum ve neler mi hissediyorum?
Çok öğreti edindim aslında senden çok duygu üretmemi sağladın hilarionbet giriş okurken… Heyecan,sevinç,yerinde duramama ve türevi olumluluklar sanki dans ediyor bedenimde ruhumda heryerdeler….
“Keşke herkes fazlalıklarından kurtulmayı bilse, paylaşsa ne iyi olur, o verince mutlu olur, biz de alınca…” Ah küçük meşe, bu ne kıymetli bir diyettir düşünüldüğünde… İçindeki cümleleri her okuyuşum ruhumu güncelliyor…Çünkü paylaşımlarım arttıkça hafifliyor yüküm, bitmeyen işlerimi çalışıyorum her duyguda… Çalıştıkça duygularımı ikinci yaşayışım yok ediyor ilk yaşantılarımı özgürleştiriyor kendiliğimi….
“Arkadaşlar parlak bir fikrim var. Ben ortadayım ya eğer biraz büyürsem, şemsiye gibi hepinizi kavrarım, güneş sizi yakmaz. Daha derine iner ve kökümle daha çok su çekersem, o zaman yapraklarımda daha çok su olur,güneş beni yakamaz.” O kadar tanıdık ki bu ümitler yağmur yağar üzerimize kendimizi yağmur suyundan esirgemek için şemsiyelerimizi açarız. Sıcak olur şapkalarımızı takarız, klimaları açarız, daha serin yerlere kaçar, serin sularda yüzmeye çalışırız. Tadını çıkarmaktan ziyade hep birşeylerden kaçma kaygısı çabası tıpkı meşeler gibi… AŞK’ı isteyip de onun tadını çıkarmaktan ziyade ondan korkmak gibi…
“Güç tepeden gelmez, temelden gelir, hepimiz tek tek güçlü olursak, hepimiz tek tek aydın olursak, hepimiz tek tek çalışkan olursak ancak gerçek aydınlık olur.” Çünkü benlik tasarımımıza ne kadar çok renk katarsak, evren ve insanlık üzerinde yepyeni gökkuşakları oluşturmuş oluruz. Bilgi kıymetlidir,bilgi berekettir..
“Güçlü olmak haklı olmak demek değildir.O kadar kibar ve nazik konuşuyordu ki herkes etkilenmişti. Dil başka, akıl başka, el başka şeyler yapınca anlaşılan o ki söylediği gibi düşünmemiş, düşündüğü gibi söylememiş…” ne kadar da tanıdık sendeki bu yazılar: Yerlere çöp atmamalıyız deyip de saniyeler sonra doğaya plastik atanlar… Ormanlar bizim ciğerlerimizdir deyip de bir de bakmışsın haberlerde yangınlar… Hayvanları sevelim koruyalımı dillendirip de, onun gerçek derisini bedenine hapsederek sosyete de görünmeye çalışan insancıklar…
“Ama önce hatamızı fark etmeliyiz; inan öyle meşeler var ki hiçbir şeyin farkında değiller,bu sefaleti saadet olarak anlıyorlar; o kadar şuursuzlar. sefaletten ölmeyi bile marifet olarak görenler var” tıpkı çok değişkenli varlık olan bizlerde ki gibi “kendini kabul” olduğun gibi hakiki BEN i fark etmek, hatalarınla doğrularınla benliğine ateşkes imzası attırabilmek ..öylesi kıymetli …
“Her şey bir soru ile başlar unutma bunu. Sorgulamadan yenilik olmaz. Kuşku önemli, bir meşe kendi kendine ‘yanılabilirim’ demeli ve sürekli “ya bu böyle değilse” diye düşünebilmeli. Herkesin düşündüğü gibi düşünürsen onlardan bir farkın kalmaz. Şu sorunun cevabını bul: ‘neyi farklı yapıyorsun ki farklı sonuç bekliyorsun?”
Bu ifadeleri her okuyuşumda beynimde sanki milyonlarca sinir hücresi dans etti ve zihnim şu soruyu sordu ruhuma icat çıkarma ile elalem ne der arasındaki sırat köprüsünü farklı yöntemlerle nasıl geçebilirim? Ve işte zihnim yepyeni malzemelerle gevişler getirmeye başlıyor. Yeniden AHHHHAAAAA anları oluşuyor..
“Düşündük ki kökleri biz marangoz karıncalar yiyelim gövdeyi de tahta kuruları yesin. Sonra tahta kuruları ile görüştük. İşte o büyük kibirli meşenin sonu böyle geldi, tahta kuruları onun gövdesini içinden yiyerek çürüttüler, rüzgar da anlaşılan son darbeyi vurmuş.” Ve sevgili FİLOZOF MEŞE seni keşfettiğimde aslında çalışkan olan dillendirmediğim “marangoz karınca YAĞMUR” u görürken diğer yandan da gün ve gün yaratıcı zihin oluşturmaya çalışmak için beynini yoran yer yer mikrosisteminde birçok sorunla stresle baş etmeye çalışırken kendi kendini yiyen “tahta kurusu YAĞMUR” u okumuşum meğer.
Bu haber toplam 5673 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.