MERVE KOLUÇOLAK
Çocuk Dediğin Uslu Uslu Oturmamalı!
Zordur çocuk olmak. Kabul edemez çoğu insan çocuk olduğunuzu. Yetişkin gibi davranmanızı beklerler. Bekledikleri gibi davranmayınca kızarlar size, ağlarsınız. Ağladığınız için dayak yersiniz bir de. Yürümeniz büyük bir heyecanla beklenir, yürümeye başladığınız andan itibaren "uslu" bir şekilde oturmanız istenir. Ama içinizdeki çocuk durmaz. Oyun oynarsınız, dağıtırsınız, ses yaparsınız. Oysa sadece çocuksunuzdur, anlamak istemezler. Susup oturan konuşmayan en akıllıdır gözlerinde. Çevrenizde "akıllı" birileri varsa örnek gösterilir, kıyaslama yapılır. Belli bir dönem vardır çocuklukta: Çok soru sorulur her şey merak edilir. Ne güzel dönemdir o öyle. Malesef çoğu ailede ya bi sus diye azarlanır, ya cevap verilmez, ya da yanlış cevaplar verilir. İşin ucunda ya yanlış bilgi öğreneceksiniz ya merak etmeye küseceksiniz. İki durumda çok kötüdür. Merak etmeyen çocuklar sorgulamazlar çevrelerini, kim ne derse inanır işin aslına bakmazlar.
Hoş olmayan bir şey yaparsınız kızarlar size, neden hoş olmadığını anlatmazlar. Yine yaparsınız aynı şeyi. Oysa neden yanlış olduğunu anlatsalardı yapmazdınız büyük ihtimal. Küçücük boyunuza karşı kocaman boylarıyla dikilirler karşınıza. İletişim baştan kopuk olur. Öğrenmediler mi yetişkinler iletişimin önemli unsurunun göz teması olduğunu. Yetişkin biriyle konuşur gibi konuşurlardı. Çocuk aklınızla anlamazdınız. Sonra söylenirlerdi bu çocuk niye böyle diye.
Öpülmek isterdi çocuklar, sarılmak, koklanmak. Çocuk olduklarının farkına varılmasını isterlerdi. Zor gelirdi bunlar yetişkinlere. Sanki hiç çocuk olmamıştı kendileri. Okula başladıktan sonra durum iyice ciddileşirdi. 7 yaşında bir çocuğun saatlerce ders çalışması, tonla ödev yapması beklenirdi. Yetişkinlerin çocukları sınıfın en iyisi olmalıydı. Küçük yaşta büyük stresler yaşanırdı. Okuyamaz, yazamazsanız kızılırdı. Oysa bir çocuğun en büyük ihtiyacı oyundu. Gülmek, zıplamak, koşmak yani çocuk olmak isterlerdi. Böyle değilse zaten bir sıkıntı vardır o çocukta. Bir hocamız demişti ki: Gelişmiş ülkelerde bizim uslu diye tabir ettiğimiz çocukları bu çocuk niye böyle ne sıkıntısı var diye okul psikolojik danışmanına götürüyorlar. Ama çoğu aile böyle değil. Çocukların hayatı bir yarıştı artık. Erken yaşta başlayan bir yarış...
Sevgili okurlar, belki yazdıklarımdan daha iyi belki daha kötülerini yaşadınız. Belki cümlenin birinde kendinizi buldunuz. Dışardan bir gözle bakamaz çoğu insan kendisine, bir ayna tutulmasını bekler. Biz belki yaşamamış olsakta çocuklarına böyle davranan anne babalar var. Sayısının günümüzde azaldığının farkındayım. Ancak yeterli seviyeye ulaşmış değil. Bilinçli bireyler yetiştirmeli, gördüğümüz yanlışları düzeltmeliyiz. Şimdiki çocuklar geleceğin yetişkinleri olacaklar. Şunu unutmamalıyız: Çocuklar küçük boylu yetişkinler değildir!
Bu yazı toplam 4630 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.